BOĞAZİÇİ Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Beyin sarsıntısı Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, son beyin sarsıntısı tartışmalarını takdirle karşıladı. Özener, “Depremin olmadığı Konya’da bile deprem oluyor. O yüzden yerinizi terk etmek değil, yerinizi depreme hazırlamak gerekiyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması ve ihtiyacımız var” dedi. depreme dayanıklı evlerde yaşamak.” Özener, “Türkiye Afet Müdahale Planından İl Risk Azaltma Planına ve Türkiye Afet Risk Azaltma Planına geçtik. Yani depremden sonra müdahale etmek yerine deprem öncesi riskleri azaltacak girişimlerimiz var. Herkes için. Türkiye’nin 81 ili için AFAD tarafından yapılan çalışmalar var. Yapılacak iş aslında bellidir. Önemli olan yetkili ve sorumlu kurumların planları harfiyen uygulaması ve riskleri azaltmasıdır” dedi.
Bilim adamlarından olası Marmara depremiyle ilgili açıklama ve uyarılar gelirken, Prof. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Sarsıntı Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, beklenen Marmara depremiyle ilgili son gelişmeleri değerlendirdi.
“MAMARA’DA HER YIL ORTALAMA 900 DEPREM OLUYOR”
6 Ağustos’ta Marmara Denizi’nde meydana gelen 3,6 büyüklüğündeki depremi Marmara’nın olağan sismik aktivitesi olarak değerlendiren Özener, “Ülkemizin deprem kuşağı olduğu hepimiz tarafından biliniyor. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü kayıtlarında, Marmara’da her yıl yaklaşık 900 deprem oluyor.Bu depremlerin bir kısmı 4’ten büyük depremler.Geçmiş yıllara baktığımızda yılda ortalama 4-5 deprem oluyor, yani Marmara Bölgesi’nde deprem aktivitesi var.Bir yer olarak düşünürsek 3.6’lık depremi aslında Marmara’nın normal sismik aktivitesine bağlayabiliriz ama bu ‘3.6’lık bu deprem büyük bir depremi tetikleyecek’ anlamına gelmiyor. ‘ deme şansımız yok ama bunu söyleyince ‘Marmara’da 7′ diyebiliriz.’ ‘den büyük deprem olmaz’ demek doğru değil. Bununla ilgili bir zaman söyleme şansımız yok” dedi.
“FAY SINIRININ DENİZİ GEÇİŞİ BİR AVANTAJDIR”
Siyaset üstü bir eylem olması gereken kentsel dönüşümün öncelik sırasına göre bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulayan Haluk Özener, “İstanbul’un 15-18 kilometre uzağından geçen fay hatları var. Bu bilinmeyen bir şey değil, bilinmeyen bir şey. avantaj.Fay şehirlerden geçtiği gibi Marmara Denizi’nden de geçen bir faydadan bahsediyoruz.En yakın yerleşim yerine 15-18 kilometre uzaklıkta.Doğal olarak bu bir avantaj sayılabilir.Ne kadar yakınsanız Fay, temeliniz ne kadar elverişsizse, o kadar çok etkilenirsiniz.” Burada binanızın yapısı ve binanızın kalitesi çok etkili. Bu nedenle, birçok farklı parametreye bağlıdır. Yeriniz sağlamsa, faydadan uzaksanız, binanız sağlamsa doğal olarak daha az etkilenirsiniz” dedi.
“DEPREM YOK DENEN YERLERDE BİLE SARSINTI OLUR”
Türkiye’de deprem korkusuyla şehir değiştirmenin anlamsız olduğunu söyleyen Özener, “Elbette herkesin bireysel görüşü, bireysel değerlendirmesi farklı, bu konuda yorum yapmak pek gerçekçi olmaz. Ancak her insanın kaygı eşiği de değişiyor. veya korku farklı olabilir. Ancak ülkemizin hemen hemen tamamının doğruyu bilmesi gerekiyor, “Depremden etkilenebilecek ve deprem riski olan bir yerden bahsediyoruz. Kimine göre yüzde 80, kimine göre yüzde 90 ama dediğim gibi Türkiye’de 500’e yakın canlı fay var. Herkesin çok sağlam gözlemlediği Anadolu. Konya’da bile yılın ortasında deprem olmayan yerlerde bile deprem oluyor. Aktif canlı faylar, haritada görünen faylar ve fiziksel olarak zeminde tespit edilemeyen örtülü fay dediğimiz ancak deprem üretebilen faylar vardır. Sağlam binalar, kentsel dönüşümün hızlanması ve şoktan korunaklı konutlarda yaşadığımız için sadece evlerin değil tabii ki iş yerlerimizin ve kamu binalarımızın da çok ama çok güçlü olması gerekiyor” dedi.
“AFET RİSK AZALTMA PLANI’NA GİDİYORUZ”
prof. Dr. Celal Şengör’ün deprem sonrası İstanbul’da kaos yaşanacağına dair iddialarının sorulması üzerine Özener, “Kişiler bazında gitmeyelim, edindiğimiz tecrübelerden gidelim. 6 Şubat depremi ve deprem” dedi. 17 Ağustos bizim için çok önemli bir göstergeydi.Aslında 7’nin üzerinde art arda iki sarsıntıdan bahsediyoruz, bence bu bir tecrübe.Bu tecrübelerden ders çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.Gelecek olursa geleceğe daha iyi bakabiliriz. yaşadıklarımızdan öğreniyoruz.Umarım Türkiye Afet Müdahale Planından (TAMP) ders çıkarabiliriz), İl Risk Azaltma Planını (IRAP) ve Türkiye Afet Risk Azaltma Planını (TARAP) geçtik.Yani onun yerine deprem sonrası müdahale, deprem öncesi risklerin azaltılmasına yönelik girişimlerimiz var.Türkiye’nin tamamı 81 ili için AFAD İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar var.Yapılması gereken işler olduğu aşikar. Yetkili ve sorumlu değerli kurumlar, yapılacak planları titizlikle uygulamalı ve riskleri azaltmalıdır. Riskler azaldığında sarsıntı sonrası süreçlerde çok rahat edebileceğiz” dedi.
– İstanbul
