Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun,Cumhurbaşkanlığı binası konferans salonunda düzenlenen Türkiye-Fransa İlişkileri: Fırsatlar ve Zorluklar Paneli’nde konuştu.
Ülkeler arasındaki bağların gelişmesine katkı sağlamayı amaçlayan panelde Türk ve Fransız akademisyenler, sektör temsilcileri ve askeri personel de hazır bulundu.
Başkan Altun, Fransa’da PKK’lı ve sempatizanlarının varlığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Türkiye, tüm NATO müttefikleri gibi Fransa’nın da terör örgütü PKK ve ona bağlı unsurların ülkesindeki tüm faaliyetlerine son vermesini istiyor. (Fransa) politikalarını Suriye ve Libya gibi alanlarda Türkiye ile uyumlu hale getirmelidir.”ifadeleri kullandı.
Fahrettin Altun’un konuşmalarından öne çıkanlar;
“Avrupa’nın gücünün ve gıda güvenliğinin de pamuk ipliğine bağlı olduğu ne yazık ki Rusya-Ukrayna savaşında ortaya çıktı. Türkiye öncülüğünü yaptığı Tahıl Koridoru’nun yanı sıra güç koridoru gibi girişimlerle Avrupa’nın karşı karşıya olduğu tüm bu sıkıntıların analizinde kilit rol oynadı ve oynamaya devam edecek.
Geçmişi çok eskilere dayanan Türkiye ve Fransa bağlantılarında ikili ve bölgesel boyutta ortak çalışmalar yapmak ve iş birliğini geliştirmek çok değerli.
“Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden temel bir beklentimiz var”
Savaşan iki devletin de güvendiği bir aktör olan Türkiye, yaptığı analizler ve arabulucu rolüyle krizin daha da derinleşmesini engellemekte ve burada da istikrar sağlayıcı bir aktör olarak öne çıkmaktadır.
Bu nedenle başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinden temel bir beklentimiz var. Nedir bu beklenti? Türkiye’nin kriz daha derinleşmeden yönetilmesini destekliyorlar, küresel arenada kimlikçi siyaset yerine stratejik önceliklere dayanıyorlar.
Fransa da Türkiye’nin çözümde oynadığı hayati rolün farkında olmalı.”
Bu nedenle sistematik olmayan göç ve mülteci hareketlerinin yol açtığı toplumsal ve siyasi sorunlarla boğuşan Fransa’nın da analiz noktasında Türkiye’nin oynadığı hayati rolün farkında olması gerekmektedir. (Fransa) Suriye ve Libya gibi alanlarda politikalarını Türkiye ile uyumlu hale getirmelidir.
Ancak Fransa’da PKK üyeleri ve sempatizanları olabilir. Türkiye, tüm NATO müttefikleri gibi Fransa’nın da terör örgütü PKK ve ona bağlı kuruluşların ülkesindeki tüm faaliyetlerine son vermesini istiyor.
Fransız çimento şirketi Lafarge’ın Suriye’de aralarında DEAŞ’ın da bulunduğu terör örgütlerini desteklediğinin ortaya çıkması, küresel terörle yürütülen çabalar açısından kara bir leke olarak kalacaktır.
Unutulmamalıdır ki, terör örgütlerine destek vermenin küresel terörle mücadeleyi engellediği görülmektedir.
Batı’daki Türkiye karşıtı lobilerin dezenformasyon kampanyaları ya da PKK/YPG, FETÖ gibi terör örgütlerinin uzantıları da Fransa’nın yanı sıra iki ülke ilişkilerine de zarar verme potansiyeline sahip konular.
Dolayısıyla Türkiye-Fransa ilişkileri, terör örgütlerini veya Türkiye karşıtı lobileri sevindirecek ucuz ve kısa vadeli siyasi hesaplara kurban edilmemelidir. Türkiye’nin muhatap olduğu terör örgütlerine takviye yapılması ve teröristlere sahip çıkılmasının küresel terörle mücadele çabalarını engellediği ve zayıflattığı asla unutulmamalıdır.
